Van Haber | AHMET ÇETİZ:"KÜÇÜK BİR SERMAYE İLE BÜYÜK YERLERE GELMEK"
Van Haber | Van'ın Çatak ilçesinde ikamet eden Ahmet Çetiz, başarı hikayesini Uluslararası Tubittum dergisine anlattı.
Van Haber | "1. SINIFTAN 2. SINIFA 3 AYDA GEÇTİM"
Başarı her zaman emek verdiğinde elde edilir. Bu başarıya emek ve zahmet gösteren ender insanlarda mevcuttur. Çocuk yaşlarda hayata atılan Ahmet Çetiz, hayat hikâyesini anlattı.
Funda Pastaheneleri işletme sahibi Ahmet Çetiz:"1986 yılında Van'ın Çatak ilçesinde ilkokul birinci sınıfa başladım. Üç aylık birinci sınıf eğitiminden sonra öğretmenim tarafından ilkokul ikinci sınıfa başlatıldım. Eğitim aldığım okulda istenmeyen sorunlar çıktıktan sonra üçüncü sınıfı okumayı bırakmak zorunda kaldım."dediğinde hafif yutkundu ve sonrasında; "1988 yılında Van'ın Çatak ilçesinde mecburi bir göçe zorlandık. Çatak ilçesinde Van merkez iline geldik. Çatak ilçesinde herkesin maddi durumu çok iyiydi. Van'a geldiğimizde ise; gün ekmeğine muhtaç olduk."diyerek çocukluk anılarına değindi.
Çocuk yaşta hayata atılan ve hayatın tüm rengini yaşayan Ahmet Çetiz, poşet sattığını, lokantada çalıştığını ve birçok işi yaptığını vurguladı.
Ahmet Çetiz:"Van iline geldiğimde mecbur çalışmak zorundaydım. O zamanlarda 11 yaşında ya vardı ya da yoktu ama artık büyümenin vakti geldiğini o anda anlamıştım. İlk işim olarak; Van'ın Hacıbekir mahallesinde poşet satarak başladım. Daha sonraları ağabeyim pastanede çalışıyordu. Beni de yanına aldı. Orası daha önce çalıştığım lokantadan daha temiz ve iyiydi.
BULAŞIKÇILIK İLE BAŞLAYAN SERÜVEN
Orada ilk bulaşıkçı olarak başladım. Yaklaşık bir yıl sonra çaycılık yaptım. Daha sonra garsonluk, tezgâhtarlık ve şeflik diye serüvenim devam etti. Orayı çok sevmiştim çünkü ilk defa kendimi mutlu hissediyordum. 2005 yılında birden şans yüzüme gülmüştü. Pastanenin sahibi kötü birkaç şey yaşadığı için burayı bana devretmek istedi.
Tabii benim gücüm devralmaya yetmez diye düşündüm. Fakat daha sonra başka şubesi vardı orayı devraldım. Bu iş için çok sabırlı olmak lazım. Bu işe girdiğimde eşimle birlikte ailemle yaşıyordum.
- Artık işçilik yapmak istemiyorum dedim ve daha sonra birden İstanbula gitme kararı aldım. Tabii ailem gitmemem için her yolu denedi. Neyse ailemi kırmayıp burada devam ettim. İyi de yapmışım çünkü beşinci şubeyi de açtık. 17 yıl içerisinde işlerimi devam ettirdim.
İşlerim iyi gidince artık kendi ürünlerimi üretmek için imalat kurdum. Kendi imkânlarımızla orayı açtık. Ciddi bir talep yoğunluğu oldu. Tabii o zamanlar bodrum katı olduğu için ruhsatımız yoktu. Bizim için de bu bahane olmuştu. İş yerimizi oradan İkinisana taşıdık. Tabii talep çok olduğu için bu iş yerimiz bize küçük gelmeye başladı. Daha büyük bir yere geçiş yaptık. Çok fazla masraf yaptım. Şu an işimden çok memnunum.
EN TATLI ACIM
Dışarıda hiç param yoktu ama en büyük zenginliğim hırsımdı. Ben daha iyisini yaparım en iyisini yaparım diye kendimi hep böyle motive ederdim. Tabii önümü kesen çok engel vardı. Her ne yaparsam yapayım önümü kesen büyük bir engel vardı. Bunu zamanla aştım. Aşar aşmaz babam tezgâhı bırakmam ve askere gitmem gerektiğini söyledi. Fakat içim acıdı çünkü ben bu işe sıfır sermaye ile başlamıştım. Sermayem yoktu ama eşimin ve babamın duaları ile yanımda oluşu bana yetiyordu, beni güçlü kılıyordu.
Tekrar size devraldığım süreci anlatacağım. Sermayem yoktu dedim ya işte o zamanlar babamdan bir miktar para istedim. Bir şeyler verdi. Sonra ağabeyime sende ortak ol dedim. Kârıyla zararlarıyla ağabeyime işi anlattım ve ortak oldu. Asker arkadaşımda bana bir çek verdi. O zamanın parasıyla burayı devraldım. Çok az sermaye ile buralara kadar geldim.
KÜÇÜK BİR SERMAYE İLE BÜYÜK YERLERE GELMEK
Zamanla kendi imalatımı da kurdum. İstanbuldan kayın biraderimi de çağırdım. O da beni kırmayıp geldi. İşimi çok severek yapıyorum çünkü buralara kolay gelmedim. İşini severek yaptığın zaman kesinlikle hiçbir engel kalmıyor. Kendi içinde bütün tabuları yıkmış oluyorsun."diyerek cümlelerini noktaladı. S.U.