Tecavüze Dayanamayıp İntihar Etti
Ahmet Emre Yıldır, intiharından 1 ay önce ailesine 2002-2003 yıllarında evlerinde kalan V.T isimli bir akrabalarının cinsel istismarına uğradığını ve bu istismarın 2011 yılına kadar dönem dönem yaşadığını anlattı.
Tekirdağ'da 25 yaşındaki Emre, V.T isimli bir akrabalarının 9 yıldır cinsel istismarına uğradığını anlatıp intihar etti. Annesi oğlunun sık sık yıkandığını belirterek kendisine, "Bu pislikten kurtulamıyorum anne, sen beni dışarıda çok korudun ama içeride koruyamadın." dediğini söyledi.
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde yaşayan Ahmet Emre Yıldır (25) 29 Nisan 2019'da Çorlu'da bir sitede 15. katta bulunan evlerinin camından atlayarak yaşamına son verdi. Ahmet Emre Yıldır, intiharından 1 ay önce ailesine 2002-2003 yıllarında evlerinde kalan V.T isimli bir akrabalarının cinsel istismarına uğradığını ve bu istismarın 2011 yılına kadar dönem dönem yaşadığını anlattı. Ahmet Emre Yıldır ailesine durumu anlattıktan sonra 6 Mart 2018'de V.T ile yaptığı görüşmenin ses kaydıyla Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Ancak suç duyurusu Emre Yıldır'ın intiharından sonra işleme konuldu.
'Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı' gerekçesiyle V.T, Emre Yıldır'ın intiharından 2 gün sonra 1 Mayıs'ta tutuklandı. Ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanan V.T davanın ilk duruşmasında 8 Ağustos'ta tahliye edildi. Ahmet Emre Yıldır'ın ailesi "Suç duyurusundan sonra Emre'nin psikolojisi bozuldu. Adli sürecin uzaması nedeniyle Emre bunalıma girdi. Her gün 'Anne niye dönmüyorlar, bu insan niye serbest dolaşıyor' diye sık sık ağlıyordu. 'Benim sonum ne olacak' diye sık sık ağlardı. Sürekli yıkanırdı, 'Bu pislikten arınamıyorum anne, benim çocukluğumu, hayatımı mahvetti' diyordu" dedi.
17 Ağustos 2019'da Edirne Cumhuriyet Savcısı Yücel Salğin, mahkemeye gönderdiği yazıda, V.T için tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını talep etti. V.T hakkında yakalama kararı 19 Ağustos'ta çıkarıldı. V.T aynı gün Çanakkale'de tutuklandı.
Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü'nden 2018 yılında mezun olan Ahmet Emre Yıldır Ekim 2018'de askere gitti. Kısa dönem askerliği süresinde arkadaşları arasında yaşanan el şakası nedeniyle 2 kez sinir krizi geçiren Ahmet Emre Yıldır 14 Şubat'ta Bakırköy Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne kaldırıldı. Doktorlar ailesine Emre Yıldır'ın çocukken istismara uğradığını konusunda bilgileri olup olmadığını sorduktan sonra Yıldır erken terhis edildi.
Euronews'e konuşan Emre Yıldır'ın ablası Derya Gür, terhis sonrası Emre Yıldır'ın kendilerine V.T'nin 9 yaşında kendisini istismar ettiğini açıkladığını söyledi. Gür o süreci şöyle anlattı: " 14 Şubat'ta askeriyede bir el şakasına maruz kaldıktan sonra sinir krizi geçirdi. Komutanları Emre'yi Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne kaldırdıktan sonra bize haber verdiler. Biz hastaneye gittiğimizde doktorları bize Emre'nin tacize uğradığı konusunda bilgimiz olup olmadığını sordu. Biz de bilgimiz olmadığını söyledik. Emre'yi erken terhis ettiler. Eve geldiğinde onun bize konuyu açmasını bekledik. Birkaç gün sonra annemle sohbet ederken anlatmış anneme ve bunu yapanın annemin kuzeni V.T'nin yaptığını söylüyor. Emre daha sonra bizlerle buluşarak bu durumu bize anlatmaya karar verdi. Bu adamın ilk Emre'ye dokunmayla başlamış istismar. Daha sonraki yıllarda da tecavüz ederek devam etmiş durum. V.T. 2002-2003 yılları arasında Çorlu'ya bir iş için gelmişti. Annem de 'Biz de kal, sen benim abimsin' diyerek bizde kalmasını istemişti. Biz ona evimizi açtık, o bizim kardeşimize göz koydu. Emre son cinsel saldırının 2011 yılında Edirne'de Trakya Üniversitesi'nde okurken yaşandığını söyledi. O dönem Emre orada kimya bölümünde okuyordu. V.T'nin Kemalköy'de bir evi var. Emre'yi oraya çağırıyor, Emre de gidiyor. Orada zorla, tehditle bunu yapıyor. Emre bu olaydan kısa bir süre sonra Edirne'yle bütün bağını kesip okulu bıraktı. Emre'yi istismar ettiği ilk yıllarda bu yaptığının gayet normal olduğunu, onu sevdiğini, bunun ayıp olmadığını, bunu birine anlatırsa kimsenin Emre'ye inanmayacağını ve onu dışlayacağını söylemiş. Daha sonraki yıllarda Emre artık bilinçlenmeye başladığı zaman bizlerle tehdit etmiş. 'Ablanlar var, ablalarını düşün' demiş. Emre de bize 'Sizlere bir zarar gelmemesi için kendimi feda ettim' dedi."
Emre Yıldır'ın ailesine olayları anlattıktan sonra V.T ile görüşmek istediğini ve burada kanıt olması için ses kaydı aldığını söyleyen Gür şöyle konuştu:
"Emre bize bu durumu anlattıktan sonra onun arkasında olduğumuzu ve destek olacağımı söyledik. Ve ne yapmak istediğini sorduk. Emre de 'Ben bu adamla yüzleşmek istiyorum. Neden bana bunu yaptığını, neden beni kurban olarak seçtiğini sormak istiyorum. Ve adalete teslim etmek istiyorum' dedi. Daha sonra Annem, ablam, ben ve Emre bu adamın yaşadığı Edirne'ye gittik. Edirne girişinde bıraktık. Adamı arayıp görüştü. Bir delil oluşturmak adına ses kaydı alıyor. Ses kaydında adamın tüm yaptıkları mevcut. Hatta Emre arabaya biner binmez Emre'ye çocukluğundaki gibi dokunuyor. Adam o gün bile Emre'yi taciz ediyor. Adam Emre'yi Kemalköy'deki evine götürüyor. Yine tecavüz etmeye çalışıyor. Ama Emre oradan kaçıp hemen bizi aradı. 'Abla yetişin, beni kurtarın ben Kemalköy'deyim' dedi. Onu almaya gittik. Giderken Emre'ye telefonu kapatmamasını söyledik. O sırada adamın sesini duyduk. Emre'ye 'Gel seni istediğin yere bırakayım. Sen istemiyorsun, sana bir şey yapmayacağım' dediğini duyduk. Emre de ona 'Git artık senden kurtuldum, seni adalete teslim edeceğim' dedi."
Emre Yıldır'ın V.T ile görüşmesi sonrasında yaşadıklarını da anlatan Gür, "Emre'yi oradan aldığımızda arabaya biner binmez, 'Ben artık özgürüm. Kurtuldum' dedi. Daha sonra bu adamın ailesine durumu anlattık. V.T'nin oğlu Emre ile görüşmek istedi. Gelip bizim evimizde Emre ile konuştu. Emre oğluna her şeyi anlattı, ses kaydını dinletti. Oğlu da 'Bu benim babamın sesi. Yüzünüze bakamıyorum. Yerin dibine girdim' dedi. Daha sonra V.T'nin ailesi Emre'yi V.T ile yüzleştirmek istediler. Edirne'ye gittik tekrar. Emre ve adam babamın yanında yüzleşti. Emre'yi susturmaya kalkmış Emre'yi. V.T'nin eşi Emre'ye 'Keşke daha önce anlatsaydın' dedi. Ama daha sonra V.T'nin ailesi 'Biz babamızın sonuna kadar arkasındayız. İstediğiniz yere başvurabilirsiniz. Ses kaydına inanmıyoruz' dediler." diye konuştu.
Emre Yıldır'ın suç duyurusunda bulunduktan sonra ifade vermek için çağrılmayı beklediğini söyleyen Derya Gür, "Emre vefat edene kadar savcılıktan kimse aramadı. Emre artık hemen her gün 'Bugün de beni kimse aramadı. Ne olacak? Ben artık çok tedirginim. Sizleri de üzdüm, üzüyorum. Bu olay böyle kalacak, adalet yerini bulmayacak, ben nasıl bu durumla başa çıkacağım demeye başladı. Emre 'Biz senin arkandayız' diye hep telkinlerde bulunduk. Ama Emre hep ağlamaya başladı. Süreç böyle geçmişti. Ama Emre'nin intiharını beklemiyorduk. 29 Nisan'da intihar etti. 29 Nisan'da 13.30'da annemin telefonundan aradılar beni. Annemle babam ağlıyordu. Yerde biri yatıyordu. Emre yerde yatıyordu. Hayalleri vardı, idealleri vardı. Beklemiyorduk biz bu intiharı."
Anne Hülya Oya Yıldır oğlundan olayı duyduktan öğrendikten sonra 29 Nisan intihar gününe kadar geçen sürede yaşananları şöyle anlattı: "Bu insan sürekli bize gelip gidiyordu. Emre bize anlattıktan sonra psikolojisi çok bozuldu. Çünkü kendisi savcılığa başvurdu, dilekçe verdi, ses kaydını verdi. Ama savcılıktan bize 51 gün boyunca cevap gelmedi. Emre, 'Anne niye dönmüyorlar, bu insan niye serbest dolaşıyor' diye sık sık ağlıyordu. 'Benim sonum ne olacak' diye sık sık ağlardı. Sürekli yıkanırdı, 'Bu pislikten arınamıyorum anne, benim çocukluğumu, hayatımı mahvetti' diyordu. 'Anne sen beni dışarıda çok korudun ama içeride koruyamadınız' demişti. Şimdi kendimi suçluyorum, oğlumu koruyamamışım. Çocuğumun peşine düşmüş."
Emre Yıldır'ın intihar ettiği günü de anlatan anne Hülya Oya Yıldır şu ifadeleri kullandı: "O gün kalkıp kahvaltı yaptık. Kahve içerken 'Anne ne zaman güneş doğacak' dedi. Bir iş başvurusuna gideceğini söyledi. O sırada arkadaşlarım beni dışarıya çağırdı. Ben de 'oğlum evde çıkamam' deyince 'Git anne, ben çocuk değilim. Beni yalnız bırak' dedi. Ben de evden çıktım gittim. Gittikten yarım saat sonra komşum aradı. Gelir gelmez çocuğumu yerde gördüm. Dünya başıma yıkıldı. Çocuğumun başı yerde kalmasın. Bu insanın cezasını çekmesini istiyorum. Ben bir anneyim, 25 yıl emek verdim ona. Kuzumdu benim. Artık benim bir oğlum yok. Toprak oldu yavrum."
V.T'nin serbest kalmasına ilişkin ise Hülya Oya Yıldır "Biz adalete çok güvendik ama biraz güvenim sarsıldı. Bir tutukladılar, bir serbest bıraktılar. Ben onun yaptığının cezasını çekmesini istiyorum. Bizi mahvetti. Emre gittikten sonra her şey değişti. Ölüden bir farkımız yok." dedi.
Baba Mehmet Yıldır ise Emre ve V.T'nin bir araya geldiği güne ilişkin yaşananları şöyle anlattı: "Ben ona birkaç soru sordum. Oğlumu neden Kemalköy'e götürdüğünü sordum. Ama yanıt vermedi. Emre'nin annesiyle kardeş gibi büyüdüğünü filan anlattı. Çorlu'da evimde olanları söylerken ayağa kalkıp hiddetlenip yumruğuyla oğlumu korkutmaya çalışıyordu. Emre ona benim yanımda 'Beni yazlıkta sıkıştırmadın mı?' diye sordu. Verdiği yanıt 'Sus konuşma ulan' oldu. 'Emre sen bana yalan söylüyorsun, iftira atıyorsun' demedi. Oğlum ona 'Ben senin yüzünden okulu bıraktım' dedi. O da 'nostalji' kelimesini kullandı. İftira atıyorsun demedi. 'Yapmadım' dedi ama. Sonra çocuğumu aldım dışarı çıktım. Emre'ye 'Ben senin arkandayım. Ben senin destekçinim' dedim. Oğlum yüzüme bakamıyordu, yıpranmıştı. Ama bir kere olsun oğlumdan şüphe etmedim. Adli sürecin uzamasından dolayı oğlum ifade veremedi yaşarken. Biz hukuka başvurduk."
Ablası Aslı Kaynar ise Emre Yıldır'ın Aralık 2018'de de askerdeyken sinir krizi geçirdiğini söyledi. "Emre hayatında yeni bir sayfa açmak istiyordu" ifadesini kullanan Aslı Kaynar şöyle konuştu: "2003 yılından 2011'e kadar dönem dönem yaşamış istismarı. 2006 yılında Edirne Enez'de V.T'nin yazlıklarında annemlerle kalırken tecavüz etmiş. 2008'de de onlara bayram ziyaretine gittiğimiz bir dönemde bu kez V.T, Emre'ye tecavüz etmiş. En son 2011'de olmuş. Edirne'de üniversitede okurken onu Kemalköy'deki evine götürüp tecavüz etmiş. Emre okulu bu nedenle bıraktığını söyledi. Geçmişte yaşadıklarından kurtulmak istiyordu. Biz V.T'nin ailesiyle yüzleşmeye gittiğimizde V.T'nin ailesi adama destek çıkıp, sırtını sıvazlamıştı. Emre de bunun üzerine bana 'Abla biz ses kaydı aldık ama baksana bu insanlar bile bize inanmıyor. Ben kendimi nasıl ispatlayacağım' demişti. Ama Emre'nin son 15 günü ifadeye çağrılmaması onu çok yıpratmıştı. 'Ben kendimi rezil ettim, sizleri de üzdüm. Biz kendimizi ispatlayamazsak ne olacak, insanlar bana nasıl bakacak' diyordu."
Emre Yıldır'ın ailesinin avukatı Uçanok ise dosyaya ilişkin şunları anlattı: "Hem de sanığın bu çirkin eylemleri kabul ettiğine ilişkin bir ses kaydı bu. Bu ses kaydı, sanığın birden farklı zamanlarda ve birden çok kez bu eylemleri gerçekleştirdiğini ispatlıyor. Yani Emre küçük yaştan itibaren yılarca ve defalarca cinsel istismara uğramış. Emre avukatı ile suç duyurusunda bulunduğu hâlde, aradan 52 gün geçmesine rağmen hiçbir işlem yapılmamış, Emre'nin ifadesi bile alınmamış. Bu durum soruşturma sürecinin büyük bir eksikliğidir. Çünkü suç duyurusunda bulunan 26 yaşındaki bu genç; son zamanlarda ciddi travmalar yaşamış, sinir krizi geçirmiş ve bu sebeple hastanede yatmıştır. Buna rağmen sırf gerçeklerin ortaya çıkması için cesaretini toplayıp sanıkla buluşmuş ve bir ses kaydı yapmış. Ancak maalesef ki Emre'nin adalet arayışı böylesi acı bir şekilde son bulmuştur. Ancak biz bu olayın takipçisiyiz. Soruşturma ve kovuşturma sürecinde bugünde kadar yapılan ihmallerin bir daha tekrarlanmaması için hukuki mücadelemizi vereceğiz."
16 Ağustos'ta V.T'nin tahliye edilmesine itirazda bulunduklarını söyleyen Uçanok, "Bizim itirazımızın ardından çok önemli bir gelişme yaşandı ve Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı da tahliye kararında itiraz ederek sanık hakkında tutuklamaya yönelik yakalama emri düzenlenmesini talep etti. Bugün Çanakkale'de yakalandı." diye konuştu.
Uçanok, son olarak "Sanık hakkında ayrıca 'Başkasını İntihara Yönlendirme, Yardım Etme' suçlamalarıyla soruşturma başlatılmış ancak bu soruşturmanın neticesinde takipsizlik kararı verilmiştir. Sanık mevcut davada ise, TCK M. 103/2 (Çocuğun cinsel istismarı) ve 103/6 hükümlerince ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmaktadır" dedi.
Öte yandan V.T ifadesinde suçlamaları reddederek "Ben Emreyle Kemalköy'de evde görüşmedim. Kendisi terhis olduktan sonra beni aradı. Görüşmek istediğini, beni çok özlediğini söyledi. O gün kendisini şehre yakın bir yerden aldım. Kemalköy'e doğru yola çıktık. Yolda kendisi bana bir takım sorular sordu. Köye geldiğimizde benimle resim çekilmek istediğini söyledi. Telefonu alarak ikimizin resmini çekti. Daha sonra telefonu koyarak sarılıp fotoğraf çekilmek istedi ben karşı çıktım. Kendisini kovdum. Daha sonra ablası benim çocuğumu arayarak benim Emre'yi taciz ettiğimi söylemiş. Bunun üzerine beni çağırdılar. Ben de böyle bir şey olmadığını söyleyerek olayı anlattım. Benim oğlum ve kızım bu olayı konuşmak için Çorlu'ya evlerine gitti. Konuşup döndüler. Daha sonra ailecek görüşerek yaklaşık 2,5 ay önce anlaşıp bu konuyu kapattık. Babasına da çocuğun psikolojik durumunun bozuk olduğunu dikkat etmesi gerektiğini söyledim." dedi.
V.T'nin avukatı Şimal Asena Ergenekon ise "Yargılama devam ediyor ve bu şekildeki haberlerle masumiyet karinesi ihlal ediliyor. Ben kesinlikle basınla görüşmüyorum." diyerek dosya hakkında konuşmak istemediğini söyledi.
V.T'nin diğer avukatı Yeşim Alkoç de dosyaya gizlilik kararı alınması için talepte bulunduklarını söyleyerek konuya ilişkin açıklamada bulunmak istemedi. Yakalama kararından önce iddialara ilişkin aradığımız V.T ve oğlu T.T. ise telefonlara yanıt vermedi.